İş Değişikliği

2002 – 2005 yılları arasında Başkent Üniversitesi İletişim Fakültesi’nde, 2005 – 2011 yılları arasında da Eğitim Fakültesi, Bilgisayar ve Öğretim Teknolojileri Eğitimi Bölümü’nde (BÖTE) yürütmekte olduğum görevlerimden 28 Şubat 2011 tarihi itibariyle ayrılıyorum.

Geriye dönüp baktığımda 1997 yılında başladığım iş hayatımda önemli bir süreyi (9 yıl) Başkent Üniversitesi’nde geçirdiğimi görüyorum. Akademisyen ve yönetici olarak görev yaptığım BÖTE’de hem eğitim bilimleri alanında kendimi geliştirme fırsatı bulduğumu, hem de uzaktan eğitim ve e-öğrenme alanlarında uygulamalar yapma şansı bulduğumu söyleyebilirim. Yeri gelmişken 9 yıllık süre boyunca birlikte çalışma fırsatı bulduğum tüm mesai arkadaşlarıma (yönetici, akademik ve idari) destekleri için teşekkür ediyorum.

1 Mart 2011’den itibaren yeni görevim “Uzaktan Eğitim Koordinatörlüğü”‘ne Atılım Üniversitesi‘nde başlıyorum. Tüm enerjimi ve bilgi birikimimi uzaktan eğitim ve e-öğrenme ile ilgili çalışmalara aktarma şansı bulacağımı düşündüğüm bu yeni görevde yönetim alanındaki tecrübelerimi de arttıracağım kuşkusuz.

Bu yeni dönemin keyifli bir sürecin başlangıcı olması dileğiyle…

Bugün Türkiye Cumhuriyeti’nin Doğum Günü

Cumhuriyet Bayramımız kutlu olsun.

Türkiye Cumhuriyeti’ni var eden bir çok bayramımız var. Her birinde içimi tarifi güç duygular kaplar; hüzün, sevinç, heyecan, bunlardan sadece bir kaçıdır. Hüzünlenirim, bu ülkeyi bize emanet edenlere karşı görevimizi layıkıyla yapamadığımızı düşünürüm. Özgürce yaşayabileceğimiz bir vatanım olduğunu hatırlarım, sevinç duyarım. Heyecanlanırım, bizden sonraki nesillere daha iyi ve güzel bir yarın bırakabilmek için yeni planlar yaparım.

Cumhuriyet bayramının ise bendeki yeri apayrıdır. Cumhuriyet Bayramı sadece Türkiye Cumuriyeti’nin doğum günü değil aynı zamanda anneannemin de doğum günüdür. Hem de tam olarak…

Anneannem 29 Ekim 1923 doğumlu tam bir “Cumhuriyet Kadını”‘dır. Cumhuriyet ile doğmuş ve Cumhuriyet ile büyümüştür. Hayatının neredeyse tamamını bizlere adamıştır; bana, ablama, anneme, dedeme ve diğer akraba ve dostlarına. Gördüğüm ve yaşadığım kadarıyla söyleyebilirim ki, kişisel arzu ve isteklerini bu kadar geriplanda tutan başka bir insan henüz tanımadım. En mutlu olduğunuz andan, en dibe vurduğunuz ana kadar her zaman yanınızda olduğunu hissettirir ve desteğini esirgemez. Ona kızdığınız zamanlar olmaz mı? Olur elbette; genelde sizin için yaptığı yemekleri ve pazardan aldığı mevye sebzeyi zorla vermeye ya da yedirmeye çalıştığında…

Anneannemi bu sene (2009) kaybettik. Çocukluğuma dair her anıda ondan bir parça var. Doğduğum ve büyüdüğüm apartmanın, mahallenin ve şehrin birçok yerinde onunla geçirdiğimiz günlerin hatıraları var. Okuduğum okulları, çalıştığım işleri, oğlumun doğumunu hatırladığımda onu da hatırlıyorum; benim için önemli olan her günde ve anda yanımda olduğunu da.

Anneannemin ölüm yıldönümünü hatırlamak istemiyorum. Onu her an düşünüyor ve özlüyorum. Cumhuriyet’in her yeni yaşında onun da yeni yaşını kutlayacağım.

Doğum günün kutlu olsun anneannem.

Darkphase’den Ayrıldım

Bu yazıyı yazmak benim için çok kolay değil. Yaklaşık 10 yıldır üyesi olduğum, klavye çaldığım ve geri vokal yaptığım profesyonel müzik grubu Darkphase’den bugün itibari ile ayrılmış bulunuyorum. Darkphase’in müzik anlayışındaki köklü değişiklik ya da başka bir ifade ile köklere dönüş gruptan ayrılışımın temel nedenini oluşturmakta. Yeniden Thrash Metal’e dönüş yapan grubun soundu,  klavye kullanımına artık çok da imkan vermiyor malesef. Bu aşamadan sonra müzikal anlamda Darkphase ile sadece belirli parçaların stüdyo kayıtlarında biraraya gelmek mümkün olacak. Tabiki dostluklar baki kalacak. Her zaman Darkphase grubunun bir üyesi olarak kalacağıma inanıyorum.

Artık benim için yeni bir müzikal dönem başlıyor diyebilirim. Gruptan ayrılışımı kafamdaki farklı projeleri (deneysel ve elektronik) gerçekleştirebilmek için bir fırsat olarak değerlendirmek istiyorum.

Darkphase’in; Tolga’nın, Erkin’in, Murat’ın ve Selim’in yolu açık olsun. Onları her zaman destekleyeceğim ve başarılı olabilmeleri için elimden geleni yapacağım.

Yaz Tatili 2009

yaz_tatili_2009

Yaz tatilini bugün itibarı ile ile bitirmiş bulunuyorum. Oğlum ve eşimle belki de tam bir aile olarak geçirdiğimiz ilk tatildi. Bu açıdan heyecan verici olduğunu söylemek istiyorum. Tan ve Andaç ile hemen hemen 24 saat boyunca birlikte olmak çok keyifliydi. Yoğun iş temposundan sonra gerçekten iyi geldi.

Bu yaz tatilini temsil eden fotoğraf üstte yer almakta. Ben gerçekten deniz olan bir yerde yaşamalıyım; vapura binmeliyim, sahilde yürümeli, bisiklete binmeli, çay içmeliyim. “Kısmet” diyelim bu seferlik…

Başkent Üniversiteliler Aslanlı Yolda

anitkabir

Üniversitemizin Kurucusu ve Rektörü Prof. Dr. Sayın Mehmet HABERAL ve Tıp Fakültesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Sayın Fatih HİLMİOĞLU’nun savcılıkça yürütülen soruşturmalarının sonucu, tutuklu olarak yargılanmalarına17 Nisan 2009 sabahı mahkemece karar verilmiştir. Bu karar, hepimizi derinden etkilemiştir.

“ ‘Benim manevi mirasım bilim ve akıldır’ diyen Büyük Önder Atatürk’ün açtığı yolda, biz Başkent Üniversiteliler olarak görevlerimizin başında emin adımlarla, çalışmalarımızı daha büyük bir azimle sürdüreceğiz.”

::: 13 Nisan 2009 Cumartesi saat 15:30’da Anıtkabir, aslanlı yolda buluşuyoruz :::

Gözaltıları Protesto Ediyoruz

Başkent Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Sayın Mehmet HABERAL ile Tıp Fakültesi Öğretim Üyemiz Prof. Dr. Sayın Fatih HİLMİOĞLU’na ve birçok öğretim üyesine yönelik gerçekleştirilen uygulamayı telin etmek amacıyla 15 Nisan 2009 Çarşamba günü saat 18.00’de Üniversitemiz Bağlıca Kampüsü Atatürk Anıtı önünde tören düzenlenecektir.

Başkent Üniversitesi Senatosundan Kamuoyuna Duyuru

Tarih: 13 Nisan 2009 
Saat: 11.00

KAMUOYUNA DUYURU

Üniversitemizin Kurucusu ve Rektörü Prof. Dr. Sayın Mehmet HABERAL ve Tıp Fakültesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Sayın Fatih HİLMİOĞLU, 13 Nisan 2009 Pazartesi günü saat 09.30’da “Ergenekon Silahlı Terör Örgütü İçerisinde Faaliyet Yürütme, Örgüt Üyesi Olma, Örgüte Yardım Etme Şüphesi” suçlaması ile gözaltına alınmış bulunmaktadır.

Üretmek ve çalışmak için haftanın yedi gününü ve günün 24 saatini yeterli bulmayan, 10.000 öğrencinin eğitim gördüğü Başkent Üniversitesi’ni yaratan, ülkemizin 14 farklı bölgesinde 16 hastane ve sağlık kuruluşunu hizmete sokan, tüm yaşamında ve söylemlerinde Atatürk Milliyetçiliği ve Devrimciliği’ni şaşmaz rehber kabul eden ve son yıllarda ülkemizde bu ilkelerden sapılmakta oluşunu büyük bir üzüntüyle karşılayarak, kurduğu Kanal B Televizyonu aracılığı ile Atatürkçülüğü savunmaya ve dile getirmeye özen gösteren Rektörümüzün gözaltına alınışı çok anlamlıdır. 

Ülkemizde bir süredir planlı bir biçimde sürdürülen gözaltılar ve tutuklamalar, sadece kaçması önlenmek istenen zanlılara yönelik değildir. Düşünebilen ve üretebilen beyinler tutuklanmakta ve gözaltına alınmaktadır.. 

Fiilen yaptığı böbrek ve karaciğer ameliyatları ile her hafta birçok kişiye can veren bir hekimin ve bilim adamının bu çalışmalarından alıkonması da ayrıca çok acıdır.

Başkent Üniversitesi Senatosu olarak ülkemizde hukuk devletinin ve hukukun üstünlüğü ilkesinin geçerli olduğu inancını koruyarak, yapılan hukuk dışı uygulamaları nefretle kınıyor, Rektörümüzün arkasında olduğumuzu ve onun eserlerine sonuna kadar sahip çıkacağımızı kamuoyuna saygıyla duyuruyoruz.

Başkent Üniversitesi Senatosu

Padişahım sen çok yaşaaa!!!

Tayyip Erdoğan’ın çevresindeki “Kazaskerler” beyefendinin kendisini iyice padişah gibi hissetmesine sebep olmuş olacak ki, hergün yeni bir ferman, yeni bir buyruk yayınlamakta. Halkın seçmiş olduğu ve halka hizmet için makamlarında oturan bilumum bakan, belediye başkanı ve bürokratı “benim” diyerek buyruğu altında birer piyon zanneden Erdoğan, tüm medyayı ve yazar kadrolarını kontrolü altına alamadığı için öfke krizleri geçirmekte.

Tez elden iyileşmesi dileğiyle…

WordPress gururla sunar | Theme: Baskerville 2 by Anders Noren.

Yukarı ↑