Asus EEE PC Türkiye’ye tur bindirdi…

Aylardır ha geldi ha gelecek derken ümidi kestiğimiz Asus EEE PC’lerin yeni jenerasyonu görücüye çıktı. Daha geniş bir ekrana (8,9″) ve daha yüksek bir çözünürlüğe (1026 * 600) sahip olan yeni modelin adı EEE PC 900.Bir önceki modele göre yaklaşık olarak 100 gr. daha ağır. Yeni özellikler göz önüne alındığında bu artışın hiç bir öneminin olmadığını söylemek mümkün.

Asus EEE PC 900 ile ilgili ayrıntılı bilgi almak için bu linki tıklayabilirsiniz.

Asus’un Türkiye Dağıtıcılarına Not: Şükredin; Türkiye’ye yurtdışından elektronik ürün getirilmesi zor ve sancılı bir süreç (en azından e-ticaret ile). Yoksa inanın ürün satacak bir kişi bile bulmanız zor…

DIGITURK Kimdir?

  1. Bir üst pakete anında geçirir.
  2. Bir alt pakete geçebilmen için fatura kesim tarihine kadar bekletir.
  3. Müşteri memnuniyeti önemli değildir.
  4. DIGI için önemli olan kendi istediği şekilde geçirebilmesidir.

Türkiye’nin Yurtdışına İnternet Çıkışı Var Mı?

Bu soruyu adet yerine gelsin diye soruyorum. Cevabı bilmediğim için değil….

Türkiye’de verilen birçok hizmet gibi, İnternet bağlantısı ile ilgili de hiçbir standart yok. Fiyatlar standart; veri gelse de gelmese de. Vergi standart; geçinsen de geçinemesen de. Ama hizmetlerde bir standart yok; ağlasan da tepinsen de.

En az kazanç ile en pahalı hizmeti alma sanatının başarılı icrasından başka övünebileceğimiz hiçbir şeyde yok.

Tüm bunlara inat, araştırmaya, üretmeye devam…

Dikkat Köprüye Çarpma

dikkat_kopruye_carpma.jpg

Köprü Sıhhıye’deki tren köprüsü. Arabalar köprünün altından deyim yerindeyse vızır vızır akıp gidiyor. Levhayı okuyan ve  aracının toplam yüksekliği 3 metreden fazla olan araç sürücüleri herhalde köprüye çarpmaya devam ettiler ki ikinci bir uyarı levhası (Dikkat Köprüye Çarpma) koymayı uygun gördü belediye.

eeeH be Asus eeeH be dağıtıcılar

Tüm dünya Asus eee PC’yi kullandı, sıkıldı sattı, ikinci elini aldı, modifiye etti, hakkında siteler kurdu, ama bizler henüz kendisini görme fırsatına erişemedik.

Şimde de 8,9 inch’lik 1024 * 600 çözünürlüğe sahip yeni Asus eee PC’lerin 2008 ortasında raflarda yerini alacağından bahsediliyor. Biz tabi o modeli belki de hiç bir zaman göremeyeceğiz.

Neden hep böyle oluyor? Neden hep en pahallısı, en sonra, en az aksesuar ile ve en kötü teknik destek / hizmet ile bize sunuluyor?

Sorgusuz sualsiz alıyoruz, bozuk olsa da daha iade etmeye çekiniyoruz, ayıp olur diye satıcıya kızamıyoruz. Bari teknolojiyi yakından takip edebilsek…

 Yazık, ki ne yazık!!!

Yıl 367 gün!!!

Cumartesi akşamı saat 00:30. Odamdaki LCD’den Aver Media ve anten marifeti ile yakalayabildiğim kanalları seyrediyorum. Zaplarken Ses TV denk geldi. Kadınlar günü özel programı. Programa Melih Gökçek bağlanıyor. Aynen aktarıyorum:

– Bence kadınlar günü 1 gün değil, hergün. 367 günde kadınlar günü benim için.

Hadi 4 yılda bir 365 olsun 366. Ama 367 gün nasıl hesaplanıyor onu anlamak mükün değil…

Başkent’te Kar Tatili

Kar tatili artık unutmaya başladığımız bir kavram haline gelmeye başlamıştı. Gerçekten son yıllarda tüm kış boyunca yağan 1-2 günlük kar ne bizi, ne su kaynaklarını tatmin eder durumdaydı.

Kış mevsiminin yaşanır olabilmesi biraz da kara bağlı diye düşünüyorum. Tüm doğanın üzerini örten o bembeyaz örtü hakikaten görülmeye değer. Bu kış kendini biraz olsun affettirdi. En azından 24 saati aşkın bir süredir aralıksız yağan kar eski günleri bizlere anımsattı. Ve nefis bir kar tatilini de müjdeledi.

Kızacaksınız ama birşey soracağım…

Başlıkta yer alan kısa cümlenin birçok farklı versiyonu bulunmaktadır:

  • Kızmayacaksanız birşey soracağım.
  • Biliyorum kızacaksınız ama birşey sorabilir miyim?
  • Hocam birşey soracağım ama kızmayın.

Bu liste uzayıp gider…

Şimdi durumu irdelersek; bir kişi neden cümlesine bu şekilde başlar? Benim kişisel görüşüm şudur:

Sorulacak soru büyük ihtimalle soran kişinin daha önce dinlemediği, gelmediği, ilgilenmediği ya da önem vermediği bir ders saatinde yanıtlanmış, üzerinde onlarca örnek yapılmış bir konuya ilişkin sorudur. Bunun bilincinde olan kişi başına gelecekleri önceden kestirdiği için bu şekilde bir savunma mekanizması devreye sokmaya çalışır.

Peki bu tür bir savunmanın kişiye faydası olur mu? Yine kişisel görüşümü belirtiyorum:

Bu tür bir savunmanın kişiye zerre kadar bir faydası olmaz,  bilakis soru sorulan kişide soruya karşı bir ön yargı oluşur.

Hiçbir kişi daha önce anlatılmamış, üzerinde durulmamış, örnek çözülmemiş, defalarca anladınız mı diye sorulmamış bir konu ile ilgili soru sorarken “Kızmayacaksanız….” şeklinde bir ifade ile söze başlamaz.

Sonuç olarak “Korkunun ecele faydası yoktur”. Tüm cesaret toplanmalı, sorulan sorunun arkasında durulmalı, önceden “Kızmayacaksanız…” şeklinde pazarlık kesinlikle yapılmamalıdır.

İlgililere duyrulur…

Kovulduk Ey Halkım Unutma Bizi

emin_colasan_kitap.jpg 

Emin Çölaşan’ın Hürriyet’ten kovulduktan sonra yazdığı kitabı “Kovulduk Ey Halkım Unutma Bizi”, uzun süredir okumayı arzu ettiğim bir kitaptı. Bir solukta okuyacağımı düşünüyordum. Nitekim tam da beklediğim gibi oldu; bir akşamda (çok da uzun sayılmayan) kitabın tamamını okudum. Çölaşan’ın kovulmasından önce 2 yıl boyunca yazılarını Hürriyet’ten takip etme fırsatı bulmuştum. Bu kitap ile AKP iktidarı ile başlayan süreci çok daha iyi anlama fırsatı buldum. Kitap gerçekten bir medya belgeseli. Muhakkak okunması gereken bir eser.

WordPress gururla sunar | Theme: Baskerville 2 by Anders Noren.

Yukarı ↑